26 Şubat 2011 Cumartesi

At Hırsızından Hallice

Eski biyografimden -ki hala Formspring'de kayıtlı biyografimden- ötürü bir çok tepki aldım. Olumsuz değil de tuhaf tepkilerdi bunlar. Özellikle çevremde beni çok iyi tanımayanlar -ya da sanalda anonimler ;U- biyografideki tek cümleye oldukça takılmışlar. Hazır haydutluk maceralarımı da anlatacağıma söz vermişken kafanızdaki soru işaretlerini yok etmek adına bunu da aradan çıkaralım.

Evet, koluma bildiğin demir soktum tamam mı?! Çok trajikomik bir hikayeydi. Korkunç değildi. Ciddiyim. Okuyunca hak vereceksiniz.

Sanırım 7. sınıfın yazıydı. Oldukça sosyal geçen bu yaz, OKS'ye hazırlık dönemine girmeden önce geçirdiğim son ve en mutlu günlerdi. Akşama kadar arkadaşlarımla buluşuyor, anneciğimle geziyor, akşamüzeri eve gelince de... dışarı... çıkı... yordum. Evet.

Bilmem kaç Ağustos 2007 yılı... Sıcak ve nemli bir yaz sabahına mutlu bir şekilde saat 07.30 sularında uyandım.Kahvaltımı ettim, müzik dinledim. Her şey rutininde ilerliyordu. Dünya güzeldi falan.

-Şu konuya da açıklık getirelim; Benim amk yıldızım çok düşüktür. Şöyle ki, birisi bana ''aa papuçların negzeeel'' dese bunu takip eden 3 saniye içinde takılıp düşmezsem ya da ayağım burkulmazsa ya da ayakkabının topuğu kırılmazsa bilin ki kıyamet kopacak.-


O gün bütün sabah rutinlerimi hallettikten sonra annemle birlikte Üsküdar'daki akrabamıza<3 gitmek üzere yola çıktık. Otobüsten indik. Cuma pazarını gezdik asd. O yoldan yengeciğimin<3 evine çıktık. Orada geçen zamanımızı, gereksiz havadan sudan konuşmalarımızı, hiçbir şeyi anlatmayacağım. Sadece onun bir ara kurduğu şu cümleyi bilseniz yeter;
-Ay maşallah Büke kız, KOLLARIN DA ÇOK GÜZELMİŞ, etli butlu, oh oh. 
............

Akşam eve döndük. Saat 6'ydı sanırım. Sokağa çıktım. Voleybol oynadık falan. Sonra ''saklambaç oynamaya karar verdik''. Aramızda ''o piti piti'' yaptık (!). Mehmet arkadaşımız ebe olacaktı. Yumdu gözünü, saymaya başladı. Tabii ki benim saklanacak yerim çoktan hazırdı. Almanya'daki ailenin evinin bahçeleri -zincirleme isim tamlaması- ne saklanacaktım. Saymaya başlayınca hemen oraya koştum. Aman Allah'ım o da ne?! Kapı kitliydi. (Buradan sonra Jaws müziği girebilirsiniz.)

Ama sorun değildi. Bugüne kadar sıkça yaptığım birşeyi yapacaktım. Aklımda k5 tipli ifadeler dolaşıyordu.Çünkü beni asla bulamayacaklardı. Nihahaha'ydı. Dünya çogzeldi.

Evet, demirin takılı olduğu duvarı tırmanırken düşüncelerim tam olarak bunlardı ve bunlara geniş bir kötü kadın Müzeyyen gülümsemesi eşlik etmekteydi. Duvarı tırmandıktan sonra demirlerin süslemelerine ayağımı attım. Çok artizdim. Nasıl olsa defalarca yapmıştım. Bir sonraki süslemeye tırmandım. Ve diğer ayağımı sivri demirlerin üzerinden atarak tersten tekrar süslemelere bastım. Diğer bacağımı dolandırıp süslemelere bastım, artık içerideydim. Dünya çogzeldi.
(Jaws müziği vol 65)
Sonrası oradan aşağı inmekti. Rahat.

Ayağımı bir aşağıdaki süslemeye atıyordum ki ayağım kaydı. Diğer ayağımda düştü. Yukarıda bluzumun kolu yırtılmış ve demirde asıl kalmamı sağlamıştı. Kendimi toparladım. Tekrar demir süslemelere basarak dengemi sağladım. Takılan bluzumu çıkarmam gerekti. Lanet olsun! Bir de eve gidip üstümü değiştirecektim. Tam da oyunun ortasında...
''DURUN!!''
-78,79,80...
-DURUN DİYORUM'
-85,86,87,88...
(Bir arı çevremde dolaşmaya başlar.)
-LAN DURUN!
-96,97...
-Bi dakka durun! ABLAM!!
-ALLAH RAZI OLSUN!
Yavaşça bulunduğum yere gelmeler, dehşet sahneyi görmeler, ayılıp bayılmalar falan.

Durun diye bağırana kadar zaten 15 sn koluma bakakalmışım. Kan süzülüp aşağı akmasa daha da bakardım. Şimdi onlara uyamazdım. Buradan kurtulmalıydım. Eve gitmeliydim. Çektim kolumu çıkardım (Çığlıklar vol 156) -hala ''AY NASIL ÇIKARDIN BÜKEE İNANMIYOROOOM'' diyenler var. Bana hiç tuhaf gelmiyo. Orada yatıya mı kalmalıydım anlamıyorum.- Hızlı hareket etmeliydim. -Nedense o.O Bir ekşın olmuştu beynimde- Hemen bacağımı ters yöne attım. Öbürünü de atarak aynı şekilde çıkaracaktım. Niyetim oydu yani o.O Bir önceki sahnede kolumun üstünden kasımı parçalayarak geçen ve altından çıkan demiri, ayağımın kaymasıyla çıktığı yerden sokup daha aşağıda bir yerden çıkarmayı çogzel başardımmm. Ne oldu? Hjbijey. Soktuğum gibi geri çıkardım onu da. İnsanlar artık dehşetin son raddesinde, kendilerini jiletliyolar falan...İndim duvardan. Eve gidiyorum. Giderken de bi yandan ağlıyorum, bağırıyorum ''NOOLUR ANNEMLERE SÖYLEMEYİN NOOLUR YALVARIRIM LÜTFEN''. Ulan amk beyinli gerizekalı özürlü! Neyi söylemiyolar göt kafalı?! Kolun yarılmış, içinden kaslar fışkırıyo, mal!
Öyle de malca bi şoka girmişim hani.

Eve gittim. Annemle babam içlerine doğmuş gibi kapıyı bir çift halinde mesut bahtiyar açtılar.
''Anneeğğ''
Bu sesle annemin kolumu gördüğünde verdiği ''BÜKEEEĞĞ'' tepkisi birbirine karışarak apartmanda ekolandı... Babam hiçbir şey demedi bile. Bağırmadı çağırmadı. Sadece bana ''Ulan bıktım senden bee'' dercesine bir bakış attı. Üzerine bir hırka aldı. Annem de peşinden çıktı. Acile gittik. Acil'de de giriş kapısından hastanenin giriş kapısına kadar bi kuyruk... Etraf burnundan sümük akan çocuklar ve ebeveynleriyle dolu. Tabi çocuklar o sırada ateşten havale falan geçirmek üzereler büyük ihtimalle ama kendi halime bakınca onlarınki sinek ısırığı falan geliyo... Annem kuyruğu yardığı gibi en öne atladı. Arkadan bağırışan ebeyevnlere de döndü, hakaret falan etti. Daldı içeri. Kendi annem diye söylemiyorum, çoğayıplamıştım.

Beni gören doktorcuğum hemen ameliyathaneye aldı bizi. Ben de hala mal mal ağlıyorum ''Anne noğlur dikiş atmasınlaaarr'' falan diyorum. Ama acı yok. Korkudan ağlıyorum. Niye korktuğumu da bilmiyorum. Öyle amago bi durum yani.

Beni yatırdılar masaya. Annemden garip garip sesler çıkıyo falan. Zorla attılar onu dışarı. Amk doktorunun da bi hastası mı gebermiş neymiş... Telefonla konuşup duruyo mal karı. Bi de bana diyo ki utanmadan ''Şimdi uyuşturucu iğne yaptık biz -görebiliyorum salak- bu etkisini göstersin, ben de bi görüşme yapıp geliyorum.''. Ben otistiğim ya, anlamıyorum sanki, beni keklicek!

45 dk telefonla konuştuktan sonra 3 saatlik bir ameliyatla kas dokum, yağ dokum, lif dokum, et dokum, deri dokum, her bokum dikildi. Ben sıkıntıdan patladım. Ameliyatı da izletmiyo amk karı. Tuttu kafamı 2 hemşire, çeviremiyorum. 3 saat tavanı izledim amago. Hayatımın en mal saatleriydi. Sonra sardılar falan işte. Geçmiş olsunu çaktılar. Ben soğağa çıktım. O da nesi?! Bütün mahalle hastaneye gelmiş ohannes. Ben mutluyum, gülüyorum falan. Babam ''amk senin gerizekalı kız'' gibi bakıyo, karılar ağlıyo... Lan benim umurum değil, neyin tasası bu?!

Bitti mi?! Bitmemiş amk. Amago doktor karı ''kırık olabilir, Haydarpaşa numuneye gidin'' demiş. Babamın araba bakımda. Komşunun yeğeni götürdü bizi. O da bi artiz bi artiz... Hasta var diye kornalara basıyo, bi ekşın hareketler, atraksiyon dolu sollamalar falan. Gören ölüyorum falan sanar. Gittik, film milm çektiler. Tabii ilk saatler hiç acımayan kolum soğuğu da yiyince öcünü almaya başladı. Filmi çok zor çektirdik. Baktılar. Bi bok yokmuş. Hatta kemiğe 1 mm kala durmuşum. Yetenek işte (H).

Bir ton ağrı kesici ve antibiyotikle eve döndük. Gece 3 ama sanırım ben hala şoktayım, oturup ağlamam lazımken bi çene bi çene... Kolumun altına yastık yerleştirip zorla yatırdılar beni. Annem hala ''Ay Büke sen beni bi gün öldürceksiiin'' falan diyo. Öylece uyumuşum ben.

Bu olaydan 2 sene sonra kışın soğukta azdı en son ağrıları. Kolumu oynatamıyodum. Ödemmiş, kuruttular. Ondan beri çok soğuk olmadıkça ağrımaz pek. Bi tek mıncıklarsan........... İşte ozman ölebilirim.

Böylece zayıf noktamı da öğrenmiş oldunuz. Evet harika.

Bu olaydan bana yadigar 3 izim var. Eğer uslu bir çocuk olursanız bir gün size de gösterebelirimm k5.
Eee, yani... Kolumu o.O
İks oğ iks oğ... Gasip görl (Nalakaysa).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder